Engin: Özgürlük dağlarına akmaya davet ediyoruz

PKK Merkez Komite Üyesi Kasım Engin, “Kahramanlık Haftası”nın dününü, bugününü ve anlamını anlattı. Engin, “Kürt gençliği, Kahramanlık Haftası’nı vesile yaparak, bu kahramanlık destanına tanıklık yapan özgürlük dağlarına akmalıdır” dedi.

PKK Merkez Komite Üyesi Kasım Engin, “Kahramanlık Haftası”nın dününü, bugününü ve anlamını anlattı. Engin, “Kürt gençliği, Kahramanlık Haftası’nı vesile yaparak, bu kahramanlık destanına tanıklık yapan özgürlük dağlarına akmalıdır” dedi.

21-28 Mart tarihleri arasını kapsayan hafta, uzun yıllardır Kürt halkı tarafından ‘Kahramanlık Haftası’ olarak tanımlanıyor. Kahramanlık Haftası Kürdistan’ın dört parçasında ve Kürtlerin yaşadığı her yerde çeşitli etkinlik ve anmalarla geçiyor. Bu haftanın dünü, bugünü ve anlamı hakkında PKK Merkez Komite Üyesi Kasım Engin ile konuştuk.

Engin, “Bugün Kürdistan’da neredeyse günlük olarak şahadetler yaşanıyor. Bu kadar şahadetin yaşandığı bir yerde, sanki bir şey yokmuş gibi yaşamak, sanki yaşam öyle de yaşanırmış gibi yapmak tek kelimeyle dünyanın her yerinde lanetlenir” dedi. Engin Kürt gençliğinin Kahramanlık Haftası’nı vesile yaparak bu kahramanlık destanına tanıklık yapan özgürlük dağlarına akması gerektiğini söyledi.

Kahramanlık Haftası ne zaman ilan edildi? Böyle bir hafta ilanındaki amaç neydi?

Bugün Kobanê başta olmak üzere, Tıl Hemis, Tıl Temir ve Şengal’de halklarımızın umudu için büyük direnerek şehitler kervanına katılan tüm Kürdistan devrim şehitleri önünde saygıyla eğiliyorum.

Kürdistan Özgürlük Mücadelesinin tarihini irdelediğimizde şahadet gerçeğinin her zaman çok özel bir yeri olmuştur. Öyle ki bir halkın gelecek özgür yarınları için canlarını, hiçbir hesap kitap yapmadan ortaya koyanların vasiyetlerine sahip çıkmak, PKK’de hep bir ilke olmuştur. İlk şehitten başlayarak son şehide kadar, PKK her zaman şehitlerinin takipçisi olabilmek için büyük özen göstermiştir. Daha sonraki yıllarda da şehit gerçeğine bağlılık bu temelde sürmüştür.

BÖYLE BİR TANIM HERKESTEN ÇOK ONLARA YAKIŞIRDI

Özcesi; PKK ilk çıkışıyla birlikte şahadet gerçeğine özenle yaklaşmıştır. Ve nitekim buna en iyi örneklerinde birisi Mayıs’ı şehitler ayı ve 18 Mayıs gününü ise şehit günü ilan etmesi gösterilebilir. 1986 yılının Ekim ayı sonunda gerçekleştirilen PKK 3. Kongresi ise Mahsum Korkmaz yani Agit yoldaşın şahadet günü olan 28 Mart’ı Ulusal Kahramanlık Günü olarak kararlaştırıp ilan etti. Çünkü Demirci Kawa’dan bu yana ortaya çıkan Kürt kahramanlığının Mazlum Doğan 1982 yılında Amed zindanında çağdaşlaştırdığı gibi 1986 yılı 28 Mart’ında da Mahsum Korkmaz Botan’ın Gabar dağında 12 Eylül faşist askeri rejimine karşı geliştirdiği gerilla direnişiyle çağdaşlaştırıp silinmez kıldı. Zindan direnişini dağa, gerillaya taşıyarak Kürt halkının varlık ve özgürlük yolunu açtı. Dolayısıyla da PKK 3. Kongresi bu gerçeğin ifadesi olarak bu büyük gerilla komutanının şahadet günü olan 28 Mart’ı Kürt halkının Kahramanlık Günü olarak tanımladı. Böyle bir tanım herkesten çok onlara yakışırdı.

YENİDEN VAR ETME TARİHİDİR

Kürt halkının varlığını ispatlamasında kahramanlık olgusunun yeri nedir?

Yukarıda da ifade ettiğimiz gibi, kahramanlık gerçeği her şeyden önce bir halkın kendisini yeniden var etme tarihidir. Dünyanın birçok halkında bu tarihi anlar vardır. Bir halk tarih sahnesine yeni yeni çıkıyorsa ve onları bu çıkışa götüren öncüleri var ise orada o öncüler artık o halkın ya da halkların kahramanları olmaktadırlar. Yine bir halk yok olmayla yüz yüze gelmiş ise, bir kırım tehlikesiyle karşı karşıya iseler, orada birileri çıkıpta bu en dipteki duruşa karşı başkaldırarak, köle haline getirilmiş ya da getirilmek istenen o halkı yeni sahilleri yani özgürlük yolunu gösteriyorlarsa orada yaşanan artık kesinlikle bir kahramanlıktır. O tarihi anda bu gerçeklik görülmese bile, tarih bu anı yani tarihi anı asla ama asla unutmayacak ve bu uğurda kendilerini halklarının özgürlüğü için katık ederek, canlarını ortaya koyarak özgürlüğün yolunu açmışlarsa, onlar artık tarihin kahramanlık unvanını çoktan hak etmişlerdir.

OLMAZIN, OLMADIĞI BİR MİLİTANLIK ÇİZGİSİDİR

Kahramanlık haftası 21 Mart günü Mazlum Doğan ve 28 Mart günü Mahsum Korkmaz’ın yaşamını yitirdiği tarihlerin arasını kapsadığını belirttiniz. Mazlum Doğan ve Mahsum Korkmaz’ın kişilik özellikleri Kürdistan da nasıl bir direniş çizgisi ortaya çıkardı?

Bugün PKK militanlığı derken ilk akla gelen imkânsızlıklar içerisinde imkân ortaya çıkartma militanlığıdır. Ya da olması zor olan hatta imkânsız olan bir gerçekliği olur hale getirme militanlığıdır. Bu bağlamda olmazın olmadığı bir militanlıktır. Bu özü itibariyle bir çıtadır. Hem de özgürlükçü ruhun çıtasıdır. Ve bunu PKK’ye aşılayan işte Mazlum Doğan yoldaşımızın dört duvar arasında, tek iken, yalnız iken, kazanmanın hiçbir umudu bile yok iken, Kürdistan kazanacak diye büyük direnişler ortaya koyan kişilik özelikleridir. Ve tabii müthiş bir inanç ve kararlılık özellikleridir. İdeolojik duruş özelikleridir. Bunun ise muazzam bir bilinç ile yani bilinç hamuru olmayla bağı olduğu için, bugün her bir PKK militanında bulunması gerekli olan meziyetler olmaktadır.

Ve tabii Agit yani Mahsum Korkmaz ise tepeden tırnağa; yoldaş, sevgi, bağlılık, incelik, taktik ustalık, ideolojik ve teorik derinlik derken bir de müthiş bir öz disiplin demektir. Yani tam bir gerilla demektir.

Dikkat edelim; Kürdistan gerillası bugün çok sayıda farklı akademilerde ulaşmak istediği hedef Agit’in yani Mahsum Korkmaz yoldaşımızın gerilla özellikleridir. Bu bağlamda hem Mazlum Doğan hem de Mahsum Korkmaz yoldaşlarımızın özelikleri bugün her PKK militanı ve gerillada olması gerekli olan özelikler olarak bugün de, yarın da esas alınacak özelikler olarak kalacaklardır.

ARTIK KAHRAMANLAŞAN BİR HALKIN ÖZELLİKLERİDİR

Günümüzde Kürt halkının 4 parça Kürdistan’da verdiği mücadele ve özellikle Rojava devrimin de ortaya çıkan gerçeklikte kahramanlık olgusu nasıl anlam buluyor?

Bugün PKK ile Kürt halkı tam bir kahramanlık çağını yaşıyor. Dikkat edelim; Kobanê’de ortaya çıkan direniş ve faşizme karşı duruş tüm dünya insanlığını etkilemekte ve etkilemiştir de. Yine Rojava’nın birçok farklı alanında da benzer direnişler insanlığa ilham olmaktadır. Hâlbuki herkes bilir ki; Rojava gibi daracık bir alanda, düz bir coğrafyada, büyük güçlere, büyük tekniklere karşı duruş ancak “teslim” olmakla mümkün olmuştur. Aksi takdirde egemen ve güçlü olan güçler halkları ezip geçmişlerdir. Ama bugün görüyoruz ki Rojava, dünyada eşine ender rastlanılacak olan bir faşizme karşı, adeta dünyanın vicdanı olarak, bir mücadele ve direniş içindedir. Ve bu direnişi en çok tetikleyen özgür yarınlar için ortaya konulan bedellere yani şahadetlere olan bağlılıktır.

Rojava ve Şengal’de ortaya çıkan gerçeklik şunu çok net bir şekilde tüm dünyaya göstermiştir: DAİŞ adındaki faşist yapıya karşı kendilerine devlet adını yakıştıranlar bir gün bile dayanmadan kaçarlarken, yine güya kaç yıldır savaştıklarını söyleyen –sözde herkesten daha fazla da Kürt olduklarını söylemekten de geri durmayanlar da dahil-arkalarına bakmadan meydanları terk etmişler, firar etmişlerdir. Güneyden kuzeye doğru yaşanan bu kaçışı gözleri ve vicdanları kör olmayan herkes görmüştür. Birileri meydanları terk edip kaçarken, birileri ise dağlardan ovalara inerek şahadetin üzerine kendi halkının özgürlüğü için yürümüşlerdir. İşte bu gerçeklik bugün artık sadece birkaç kişinin özelikleri olmaktan çoktan çıkmıştır. Artık bu belirtilen neredeyse tümden bir halkın özelikleridir yani kahramanlaşan bir halkın özelikleridir.

DÜNYANIN HER YERİNDE LANETLENİR

Kürdistan gençliği açısından, Kahramanlık Haftası’nda yapılması gereken nedir, mücadeleye doğru bağlılık nasıl olmalıdır?

Rêber Apo “Bir fikir ne kadar doğru olursa olsun, eğer mensupları tarafından gerektiğinde hayatını verecek kadar bir fedakârlığı yaratmamışsa, o fikir sönmeye mahkûm olur. Bu, bizde daha da can alıcı bir şekilde böyledir. PKK öncülüğünün sağlıklı gelişmesinde ilk şehitlerimizin yeri bu kadar kesindir. Öncüyü, adına layık bir biçimde oluşturmak, daha sonra onların anısına bağlılığı sağlıklı ve yerinde sürdürenlerin atılımı için de şarttır” diyor.

Bu ne demektir; bu her şeyden önce şehitlik gerçeğine sağlıklı yaklaşılması gerekir. Bugün Kürdistan’da neredeyse günlük olarak şahadetler yaşanmaktadır. Bu kadar şahadetin yaşandığı bir yerde, sanki bir şey yokmuş gibi yaşamak, sanki yaşam öyle de yaşanırmış gibi yapmak tek kelimeyle kabul edilemez ve hatta böyle bir duruş dünyanın her yerinde lanetlenir.

Bu temelde bizde hem halkımızı hem de Kürdistan gençliğini içerisinde geçtiğimiz tarihi anda şehitlere bağlılık temelinde, kahramanlık haftasını da vesile yaparak daha fazla şehitler etrafında kenetlenmeye, katılmaya ve yapabilecekleri ise özgürlük dağlarına akmaya davet ediyoruz.