Özz Nujen: Kürtler ve Aleviler oylarını HDP’ye vermeli

İsveç’in en tanınmış komedyenlerinden Özz Nujen, 7 Haziran seçimlerinin Türkiye ve Kürdistan’da yaşayan halkları geleceği açısından tarihi bir önem taşıdığını söyledi.

İsveç’in en tanınmış komedyenleri arasıında yer alan Kuzey Kürdistan doğumlu Özz Nujen, 7 Haziran seçimlerinin Türkiye ve Kürdistan’da yaşayan halkları geleceği açısından tarihi bir önem taşıdığını söyledi ve  Kürt, Alevi ve diğer ezilen halklara oylarını HDP’ye vermeleri çağrısında bulundu.

Nujen, Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğindeki AKP’nin  ordunun yetkilerini kısıtladıktan ve devlet içinde hakimiyeti ele geçirmesinden sonra Türk-İslam sentezi politikasına yöneldiğini ve bu politikanın Türkiye’nin gelişme ve güçlenmesine hizmet etmeyeceğini ifade etti.

Seçimler ve 1915 soykırımı hakkındaki sorularımızı yanıtlayan Nujen, Dünya ve Ortadoğu’da çok önemli değişikliklerin yaşandığını, yüz yıl önce belirlenen sınırların yeniden çizildiğini, böylesi bir ortamda Türkiye’de iç barışı sağlamanın, demokrasi ve insan haklarını güvence altına almanın Türkiye’nin geleceği açısından son derece önemli olduğunu söyledi.

Erdoğan’ın bunu yapmak yerine kendi diktatörlüğünü kurmak için her şeyi yapmasının hem Türkiye hem de Türkiye ve Kürdistan’da yaşayan halklar için bir tehlike oluşturduğunu söyleyen Nujen, AKP ve Erdoğan’ın Kürt sorununa yaklaşımına şu ifadelerle tepki gösterdi:

“Erdoğan yeniden inkar politikasına döndü. Kürt sorunun olmadığını söylüyor. Tabii ki yalan söylüyor. Madem ki Kürt sorunu yok, neden 20 milyon Kürdün ana dillerinde eğitim hakları yok. Kürtlerin dillerini konuşmaları özgürlük olarak adlandırılamaz. Biz kimsenin ülkesini işgal etmedik. Siz bizim ülkemezi işgal ettiniz. Dilimizi yasakladınız. Şimdi de gasp ettiğiniz haklarımızı vermek istemiyorsunuz. Bunu eskiden yapabildiniz ama artık devir değişti. Bunu başaramayacaksınız.”

TÜRKİYE İNKAR POLİTİKASINI SÜRDÜRÜYOR

Eroğan ve AKP Hükümeti’nin tüm ülkeleri ve herkesi düşman görme paranoyasına kapıldığına işaret eden Nujen, “Bu yıl Ermeni-Süryani ve Ezidi soykırımının 100. Yıldönümü. Neredeyse tüm dünya soykırım yapıldığını kabul ediyor. Uzmanların çoğu 1915’in soykırım olduğunu söylüyor. Ama Türkiye inkar politikasını devam ettiriyor” dedi.

Nujen, Türk devletinin neden inkar politikasını sürdürmeyi tercih ettiği sorumuzu, “Korkuyorlar. Değişimden ve demokratikleşmekten korkuyor. AKP ve Erdoğan ülkeyi demokratikleştirmek istemiyor. Demokrasinin olduğu koşullarda iktidarını devam ettiremeyeceğini biliyor. Ülkenin babası olmak ve ülkeyi istediği gibi yönetmek istiyor. Erdoğan lider olabilir ama ülkeyi yönetebilecek bir insan kapasitesinde değil. Bir liderin kendi ülkesinde yaşayan diğer halklar ve başka görüşten insanlara empati göstermesi gerekir. Bu yapılmadığı ve Erdoğan ülkeyi yönetmeye devam ettiği sürece Türkiye’nin geleceği karanlık olacaktır” şeklinde yanıtladı.

Türkiye’nin Ortadoğu’da mezhepçi bir politika yürüttüğünü ve Suudi Arabistan ile birlikte İran’ın etkisini sınırlamaya ve bölgede hakim bir güç olmaya çalıştığı değerlendirmesi yapan Nujen, AKP’nin bu politikasından en fazla bölgede yaşayan Alevi, Kürt ve Şiilerin zarar gördüğünü söyledi.

 

Türkiye’nin bölgede diğer halklarla dost olmak yerine düşman olmak için elinden gelen her şeyi yaptığını belirten Nujen, “Tek dil ve tek ulus ve tek bayrak diyenler her zaman içte ve dışta düşman yaratmak isterler. Böylelikle halkı etraflarında toplamaya çalışırlar. AKP de tam olarak böyle yapıyor. Kürtleri, Alevileri, Ermenileri, solu ve devrimcileri düşman olarak görüyor” şeklinde konuştu.

AKP’NİN KÜRT-TÜRK KARDEŞLİĞİ DEMOGOJİSİ KOBANÊ DİRENİŞİNDE YERLE BİR OLDU

Türk devleti ve AKP İktidarının Türk ve Kürt kardeşliği demagojisinin  Kobanê direnişi sırasında yerle bir olduğunu gösterdiğini, “Kardeşin katledildiğinde sen olanları seyrediyor ve DAİŞ çetelerini eğitip,  sınırları geçip Kürtleri katletmelerini teşvik ediyorsan bu nasıl bir kardeşliktir?” sorusunu soran Nujen şunları kaydetti:

“DAİŞ’ın çıkarları ile Türkiye’nin çıkarları çakışıyor. Irak prataikte üç parçaya bölünmüş. Türkiye gerçekte Güney Kürdistan’daki oluşuma karşı. Suriye’de de Kürtlerin kendi bölgelerini yönetmelerini ve özgür olmalarını istemiyor. Kürtlerin Rojava’da elde edecekleri statünün Kuzey Kürdistan’da yaşayan Kürtleri etkilemesinden korkuyor. Ama Türkiye ne yaparsa yapsın Rojava’daki oluşumu engelleyemeyecektir.”

Türk devletinin Ortadoğu’da Kürtlerin haklarını elde etmelerine karşı çıkarken Türkiye’de de Kürtlerin en doğal taleplerini reddettiğini belirten Nujen, “9 milyonluk İsveç’te 4 resmi dil var. 75 milyonluk Türkiye’de tek bir resmi dil var. Bu nasıl bir barabarlıktır? Türkiye bir adım öne iki adım arkaya atıyor. AKP 10 yıldır İslam adına ve kardeşlik adına Kürt halkını oyalıyor. İslam ve kardeşlikten Kürtlerin payına düşen her hangi bir kırıntı olmadığı gibi DAİŞ’ın kardeşlerini katletmelerini teşvik ediyorsun. Bu nasıl Müslümanlık?” şeklinde konuştu.

HDP TÜM EZİLENLERİN PARTİSİNE, BİR TÜRKİYE PARTİSİNE DÖNÜŞTÜ

HDP’nin Kürtlerin partisi olmaktan çıkıp tüm ezilen halk ve kesimlerin partisine, bir Türkiye partisine dönüştüğünü söyleyen Nujen, ben özgür ve bağımsız bir Kürdistan’dan yana bir kişi olarak “Kürtlerin bir parti etrafında birleşmelerini çok önemli buluyorum. HDP sadece Kürtlerin değil tüm ezilenlerin haklarını savunuyor. HDP Kürt sorununu bir demokrasi sorunu olarak görüyor ve diğer kesimlerin sorunlarıyla birlikte demokrasi içinde çözülebileceğini savunuyor. Bundan dolayı ben tüm Kürtlerin HDP etrafında toplanarak diğer Türk vatandaşlarını ikna etmeye çalışmaları gerektiğini düşünüyorum” dedi.

12 Eylül cuntasının Kürt halkının parlamentoda temsil edilmesini engellemek için % 10 barajını getirdiğini hatırlatan Nujen, bir başka halkı dışarıda bırakmak için oluşturulan bu sistem hala devam ediyorsa demokrasiden söz edilemez. Dünyanın hiç bir ülkesinde bu kadar yüksek bir baraj yok. Ben bu güne kadar AKP’ye oy veren Kürtlere bu partinin Kürt sorununu çözmeye niyeti olmadığını hatırlatmak istiyorum. Eğer samimi olsalardı bu sorunu 12 yıllık iktidarları döneminde çözerlerdi. Ama onlar kendi iktidarlarını sağlamlaştırmak için Kürtleri kullandılar. Kürtlerin oylarını da alarak Türkiyeyi İslamcı ve faşist bir diktatöre dönüştürmeye çalışıyorlar. Bu sadece Kürtlerin değil tüm halkların zararınadır” ifadelerini kullandı.

ERMENİ, SÜRYANİ VE EZİDİLERDEN ÖZÜR DİLİYORUM

“Erdoğan Putin’dir. İkisi arasında hiç bir fark yok. Aynı şeyleri söylüyorlar. Başka halklara baskı yapıyorlar. Basın ve ifade özgürlüğünü kısıtlıyorlar” şeklinde konuşan Nujen, 1915 soykırımı konusunda Türkiye ve soykırımdan zarar gören halklara hangi mesajlar vermek istediği sorumuzu, “Ben tek bir Kürdün bile soykırımını inkar ettiğini görmedim. Kürt liderler ve partiler 1915’te Ermeni, Süryani ve Ezidilere soykırım yapıldığını kabul ediyor. Bazı Kürtler de devlet teşvikiyle soykırımına katıldı. Bu bizim tarihimizde bir kara lekedir. Bundan dolayı utanmamız ve özür dilememiz gerekir. Ben bir sanatçı olarak atalarımız soykırımına katıldığı için  Ermeni, Süryani ve Ezidilerden özür diliyorum.”  şeklinde cevapladı.

TÜRKİYE 90 YILDIR KÜRTLERE KÜLTÜREL SOYKIRIM UYGULUYOR

Yaralarının sarılması ve uzlaşmanın sağlanması için Kürtlerin olanları kabul etmeleri ve özür dilemeleri gerektiğini söyleyen Nujen, Türkiye’nin inkar politikasını şu cümlelerle eleştirdi.

“Türkiye 1915 soykırımını inkarın yanı sıra 90 yıldan beri Kürtlere yönelik soykırım politikası uyguluyor. Türk devleti Kürtlere soykırımın en kötü biçimlerinden biri olan kültürel soykırım uyguluyor. Bizim en temel ve halk olmaktan kaynaklanan en temel insan haklarımızı yasakladılar. Çocuklarımıza kendi ülkelerinde kendi dillerini öğrenmeleri yasaklandı. Bu politikayı bugün de devam ettiriyor. Bu kültürel soykırım artık son bulmalı. Tüm dünya Türkiye’nin soykırım yaptığını ve Kürtlere yönelik kültürel soykırımı sürdürdüğünü bilmesine rağmen Türk devleti inkar etmeyi sürdürüyor. Bu altına pisleyen bir adamın durumuna benziyor. Hiç bir şey olmamış gibi yürümeye çalışıyor ama pis kokular her tarafa yayılıyor. Herkes pislediğini görüyor ve pis kokuyu alıyor.”

Nujen, tüm Kürtlerin sağduyulu davranmaları, HDP’nin barajı aşıp parlamentoya girmesi için çalışmaları gerektiğini belirttikten sonra, “7 Haziran seçimleri sadece Kürtler için değil, Türkiye ve Kürdistan’da yaşayan tüm halklar ve ezilenler açısından tarihi önemdedir” dedi ve tüm Kürt, Alevi, Asuri-Süryani ve ezilen diğer kesimlere oylarını HDP’ye vermeleri çağrısında bulundu. 

...