Demirtaş: İlk fırsatta AKP'yi iktidardan indireceğiz

HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş, iş cinayetleri ve işçiler üzerindeki baskılara değinerek, ülkenin yüzde 60-70'lik bir kesiminin aç ve yoksul olduğunu vurguladı. Demirtaş, ilk fırsatta AKP'yi iktidardan indirecekleri mesajını verdi.

HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş, iş cinayetleri ve işçiler üzerindeki baskılara değinerek, ülkenin yüzde 60-70'lik bir kesiminin aç ve yoksul olduğunu vurguladı. İlk fırsatta AKP'yi iktidardan indirecekleri mesajını veren Demirtaş, AKP'ye güvenmediklerini belirtti. HDP'nin gerçek bir halk hareketi olduğuna dikkat çeken Demirtaş, cezaevlerindeki sorunlara da değinerek, duyarlılık çağrısı yaptı. Demirtaş, 9 Mart'ın seçmen olarak nakil yaptırmak isteyenlerin nakil yapabileceği son gün olduğunu da hatırlattı.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, partisinin haftalık olağan grup toplantısında gündemdeki gelişmeleri değerlendirdi.

'10 İŞÇİ KATLEDİLDİ, TUTUKLANANLAR 3 AYDA SERBEST KALDI'

Demirtaş, 3 Mart'ın İş Cinayetlerine Karşı Mücadele Günü ilan edildiğini hatırlatarak, sosyal güvenlik rakamlarının iş kazalarının birini gösterdiğini, dokuzunu göstermediğine dikkat çekti. Demirtaş, "SGK 74 bin, İşkur 106 bin iş kazasından söz ediyor. Yüzde doksanını saklıyor. SGK verileri yalan ve aldatma üzerine kurulu. Her gün 20 iş cinayeti yaşanıyor ya da iş cinayeti olarak geçmediği için haberdar olamıyoruz. İnsanlar bir lokma ekmek için yaşamlarını ortaya koymak zorundalar. Tersanelerde, tarımda, bürolarda, inşaatlarda bunlarla ilgili tedbir almayı bir kenara bırakın, Torunlar Center'da 10 işçi yaşamını yitirdi, aynı saatlerde Başbakan 'bu olayın peyini bırakmayacağız, çok etkili soruşturma yürütülecek, bunların cezaları verilecek. İş cinayeti yaşanmaması için tedbir alacağız' demişti. O olayda tutuklananlar 3 ay sonra serbest kaldı. Ceza kanuna göre, büyük bir hata. 10 işçi katledildi, 3 ay tutuklu kaldı. Patrona soruşturma açılmış değil, taşeron firma hukuken kabul edilmiyor. İş güvenliğini sağlamakla yetkili olanlar kurbanlık koyun seçildi, onlar da 3 ay sonra serbest bırakıldı" şeklinde konuştu.

'GREV YAPAMAZSIN HAKKINI ALAMAZSIN' DİYORLAR'

Hükümetin uluslararası büyük şirketlere, işverenlere 'Senin paran varsa, benim ülkeme getir. Türkiye'de işçi çok ucuz. 10 işçi ölür, 300 işçi madende ölür, hesap sormayız, fatura kesmeyiz' mesajını verdiğini belirterek, işçilere grev yasağına da tepki gösterdi.

Demirtaş, emekten yana olan sendikaların, siyasetle kol kola yürümekten vazgeçmemeleri gerektiğine işaret ederek, "Emekten halktan yana iktidarın kurulma fırsatı varken, işçinin hakkının savunulması için. TMMOB'u sahiplenmemiz, HDP olarak arkasında durmamız bir tavırdır" dedi.

'ÜLKENİN YÜZDE 60-70'İ PERİŞAN'

Reel olarak 10 milyon kişinin işsiz olduğuna vurgu yapan Demirtaş, şöyle devam etti: "Ülkenin yüzde 60-70'i perişan durumda. Asgari ücretin, açlık sınırının altında yaşayan, çalışan veya çalışamayan insanlardan söz ediyoruz. Bu insanlar ne yapacak? Hadi bir yıl yalanla dolanla götürdün, nereye kadar gidecek. Ekonomi patladı patlayacak, seçim öncesi büyük bir ekonomik kriz çıkmasın diye Merkez Bankası'na talimat yağdırıyor. Dolar fırlıyor, Cumhurbaşkanı'nın umurunda değil. 'Faiz düşsün ki, piyasa canlansın, ekonomi tıkırında gitsin' diye bakıyor. Üç ay. Ekonomik kriz patlamasın diye elinden geleni yapıyor. 'Seçimi kazanayım gerisi umurumda değil' diyor. Merkez Bankası başkanını vatan haini ilan etmek dahil her şeyi yapıyor."

'GERÇEK BİR HALK HAREKETİYİZ'

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Başkanlık sistemindeki ısrarına değinen Demirtaş, Erdoğan'ın Başkan olmasına izin vermeyeceklerini söyleyerek, şunları kaydetti:

"HDP'yi tanıyanlar biliyor ki, kurumsallaşmış bir demokrasi için ne gerekiyorsa onu yaptık. Bundan sonra da tavrımız değişmeyecek. 'Kapalı kapılar ardında anlaştılar' diyenler geçmiş mücadelemize baksınlar. Her şeyimiz şeffaf ortadadır. Bu tür iftiralar, HDP'nin yürüyüşünü durdurmaya dönük komplolardır. HDP için kafa karışıklığı yaratmaya çalışıyorlar. Hiçbir şekilde AKP'yle uzlaşmamız yoktur. Biz başkasının ilkesizliği üzerinden yeni yaşam kurmayacağız. İlkesizlik tutarsızlık üzerine asla yeni yaşamı inşa etmeyeceğiz.

Bizimle birlikte mücadele yürüten Türkiye'nin bütün ezilmiş halkları, her yerde HDP'yi umut olarak, geleceğin kurtuluşu olarak benimsemiş duyan herkes bizim garantimizdir. Halk hareketi, ezilenler hareketi Türkiye'nin gerçek teminatı olmuştur. Panikleri bu nedenle büyüyecektir. Bizi her türlü komplo iftirayla yıpratmaya çalışacaklar. Fakat kendi kirlilikleri, çirkinlikleri kapatılmayacak boyutta olduğu için çamur at izi kalsın politikası da tutmuyor. HDP o kadar aleni ve açık politika yürütüyor ki, bize saldıranlar sadece kendini yıpratıyor. Biz yolumuza, ilkeli yürüyüşümüze devam edeceğiz. Hükümetin her alandaki yanlışını eleştirmek bizim temel misyonumuzdur. Kimileri HDP'yi yanlış tanımlamaya çalışabilir. Bizim işimiz ana muhalefet yürütmektir. AKP'yi frenlemek, denetlemektir. İlk fırsatta onu iktidardan indirip yerine geçmektir, bizim misyonumuz budur. Kadınların gençlerin, esnafın, herkessin umudunu yitirdiği ortamda kendi sorunluluğumuzu, ciddiyetinin ve büyüklüğünün farkındayız."

HDP olarak gerçek bir halk hareketi olduklarını ve geleceği halkın belirleyeceğini ifade eden Demirtaş, "Biz yeni bir dikta hükümeti için HDP'yi ileri taşımıyoruz. Kolektif bir iktidarı, halk iktidarını, Türkiye'de halk iktidarına dönüştürmek istiyoruz. Bizim muktedirlere ihtiyacımız yok, yeni saraylara ihtiyacımız yok. Bizim emekçi bir iktidara ihtiyacımız var. Türkü, Kürdü, Alevisi, Sünnisi, Boşnağı, Ermenisiyle, emekçi iktidara ihtiyacımız var. Herkesin eşitlik hukukuyla birbirine el uzattığı, yeni bir halk iktidarı ile yola çıktıysanız, sizi yüreğiniz nereye götürüyorsa oraya gidin, doğru yol oradadır" dedi.

BİNGÖL ÜNİVERSİTESİ

Demirtaş, Bingöl Üniversitesi'nde öğrencilerin rektörün faşizan uygulamalarından kaynaklı 8 gündür açlık grevinde olduklarını anımsatarak, "Üniversite dediğime bakmayın, rektörü Fırat Üniversitesi'nin kadrolarından. Gıyaseddin Baydaş denilen rektör, akrabalarından oluşan bir şirket kurmuş. Kapıda üniversite yazıyor ama… Şimdi de öğrencilere kan kusturuyor. AKP il başkanı gibi davranıyor. 24 saat polis üniversiteden ayrılmıyor. En ufak bir basın açıklamasında öğrencilere soruşturmalar açılıyor, gözaltına alınıyorlar ya da okuldan atıyor. Kendi bir aile üniversitesi kurmuş, bunlar yenilir yutulur şeyler değil, bir kere 5 akrabasını etkili kadroluklara getirmesine nasıl müsaade edersiniz. Çocuk oyuncağı mı bu? Öğrenciler artık nefes alamayacak hale gelmişler. Açlık grevine girmişler ama bakanlıktan YÖK'ten bir açıklama yok. Bu öğrenciler düşman mıdır" diye konuştu.

YÖK Başkanına seslenen Demirtaş, şunları belirtti: "Bingöl halkına çektirdiğinizi zaten biliyoruz. Bu üniversitede neler oluyor? İhalelerle ilgili pis kokular var. Beş akrabasını üniversitede etkili kadrolara getirilmesini nasıl müsaade edersiniz? Bingöl halkına üniversite adı altında yapılmış hakarettir. Ne yapacak öğrenciler, 8 gündür açlık grevindeler. Milli Eğitim Bakanlığından ses yok, YÖK'ten ses yok. Bunlar düşman mıdır? Düşman hukukuna tabi midir? Bu rektör aynı zaman da neyin başkanı biliyor musunuz; Kürdoloiji bölüm başkanı. Oradan da maaş alıyor. Zazalar 'Kürt değil' demiş, böyle rektör olmuş. Bu öğrenciler sizin köleniz mi? AKP il başkanını atamışsın diye üniversite parti okuluna mı dönüşecek. O rektöre sesleniyorum, haddini bilmeye davet ediyorum. Oradaki faşizan uygulamalar derhal sonlandırılması lazım. Bingöl'deki faşist çetelerle, üniversitede toplantı yapan akademisyenler, faşist grupları örgütleyenler, haberdar değiliz zannetmeyin. Bingöl'de sükunet istiyoruz. Asla provokasyona mahal verilmeden, hızla bir şekilde Bingöl Üniversitesine el atılmasını istiyoruz."

'AKP'YE GÜVENMİYORUZ'

Demirtaş, AKP uygulamalarına işaret ederek, "Bu uygulamalar ve zihniyet ile 'ülkeye barış getireceğim' diyen bir zihniyeti nasıl bağdaştıracağız" sorusunu yöneltti ve şöyle devam etti: "Ben bunu söyleyince süreç karşıtı oldum. Ortak açıklama yapıldı, açıklamadan sonra uzun süredir bu açıklama için çalışıyoruz, ciddi bir emeğimiz katmız var. Elbette silahlar susmalı, bırakılmalı bu HDP'nin en büyük arzusu, asla savaş istemiyoruz koşullar ne olursa olsun demokratik siyasetten yanayız, en kısa zamanda bu çağrının gereğinin yapılması için herkesin üzerine düşeni yapması gerektiğini söyledik. Burda hükümetin rahatsız olduğu ne var peki? biz bu hükümetin barış getireceğine inanmıyoruz dediğimizde, bu süreci bozmak anlamına geliyormuş… Hükümetle barış yürüyüşünde anlaşamadığımız temel konu; onlar barış hayalini satmak istiyorlar, biz gerçek barışı halkımıza armağan etmek istiyoruz. Neden kızgınlar? diyorlar ki; 'seçime 3 ay kala tam da barışı satacaktık, pazarlayacaktık buna engel oldunuz' ben de diyorum ki; iyi ki engel olmuşuz. Biz sizin bu ülkeye özgürlük, demokrasi ve barış getireceğinize zerre kadar inanmıyoruz."

Demirtaş, ortak açıklamanın 20 gün önce yapılacağı ancak kendisinden kaynaklı olarak geciktiği yönündeki iddialara ilişkin de, "Açıklama benden dolayı 20 gün gecikmiş, peki ben sormak istiyorum bunu söyleyene; açıklama 7 ay önce yapılacaktı, geciktiren kim? Türkiye için daha iyi olmaz mıydı? Neden 7 ay gecikti önce bunun cevabını verin. Neden? Çünkü seçime yakın bir tarihte yaptırıp, barış rüyalarını pazarlamak istiyorlar. Buna öfkeliyiz diye barış karşıtı oluyoruz. Atıkları bir adım var mı, var mı bir önerileri, parlamento en fazla bri ay daha çalışacak o da paketin tartışmaları ile geçecek. Size güvenmiyoruz, güvenmiyoruz anlamıyor musunuz? Siz güvenlik yasasını parlamentoda tekme tokat geçirmeye çalışan bir iktidarsınız. Neyine güvenceğiz" ifadelerini kullandı.

AKP'ye güvenmediklerini bildiren Demirtaş, 'İç Güvenlik Paketi'ni, hasta tutsakların tahliye edilmemesini hatırlattı.

'BARIŞTAN BAHSEDİP TOPLUMU EZEN YASA ÇIKARIYORLAR'

Demirtaş, HDP'nin büyümesi ve alternatif olması gerektiğini söyleyerek, "(...)Böylesine bir zalim iktidara karşı direnmek bile kutsaldır, bırakın kazanmayı. 'Güvenlik Paketini geri çekin' diyoruz, 'zararlı yanlarını ayıklayalım, gruplar olarak uzlaşalım' diyoruz. Yok. İlla bildiğini yapacak. Hem 'barış yapacağım' diyor, hem de toplumu ezen bir yasa çıkarmak istiyorlar. Silah mı bırakılmasını istiyorlar? 'Bizim gösterdiğimiz yolu takip edin' diyoruz. 'Hayır' diyorlar. Öyleymiş gibi olsun demeye getiriyorlar. Biz de bunu halka karşı ciddiyetsizlik olarak görüyoruz" dedi.

'CEZAEVLERİNE SESSİZ KALIRSAK İNSANLIĞIMIZI YİTİRİRİZ'

Demirtaş, cezaevlerindeki sorunlara da şu şekilde değindi:

"Cezaevlerini boşaltalım dedim. Öylesine yoğun bir talep ısrar geliyor ki, cezaevleri insanın bir saat bile yaşayamayacağı vahşet ortamına dönmüş durumda. Pozantı'nın izi kurumadı ardından Şakran Cezaevi. Tecavüzler, işkenceler... Bu çocuklar bizim çocuklarımız, suça itilen çocuklar. Nasıl göz yumarsınız. Bunu duydunuz, vicdanın nasıl el verdi de o gece uyudun? Aynı gece yetkililerden hesap sorman gerekmez miydi? Vicdansızlık karşısında nasıl vicdansız kalabildiniz? Nasıl böyle bir şey yapabildiniz? Çocuklar için özel eğitim merkezlerine ihtiyacımız var. Çocukları suça iten büyüklerdir, bizleriz, bu toplumdur. İlla birini cezaevine koymak istiyorsanız kendinizden başlayın. Bunları suça iten sizlersiniz. Onları cezaevlerinde öyle bir muameleye tabi tutuyorlar ki, insan olmaya utanacak hale getiriyorlar. Biz sessiz kalırsak, görmezden gelirsek biz de insanlığımızı yitiririz.

Lütfen yerinde görün, bakan olarak dinleyin. Sorunların öyle bir hakkından gelin ki, başka hiçbir cezaevinde böyle bir rezalet yaşanmasın. HDP'nin önerisi var. Bütün çocuk cezaevlerini kapatalım, yeni eğitim ve rehabilitasyon merkezleri açalım."

SEÇMENLERE HATIRLATMA

9 Mart gününün seçmen olarak nakil yaptırmak isteyenlerin nakil yapabileceği son gün olduğunu hatırlatan Demirtaş, "Öğrenciler, mevsimlik işçiler, 7 Haziran'da oy kullanabilmek için, bir oyla ülkenin geleceğini kurtaracaksınız. Avrupa'da yaşayanlar seçmen kayıtlarınızı, nakillerinizi şimdi yapın. Aynı zaman da seçim kampanyasına güçlü bir şekilde destek vermelerini istiyoruz" dedi

Birleşik Haziran Hareketi'nin seçime dair açıklamasına da değinen Demirtaş, "Alınacak her karara saygı duyacağımızı belirtmiştik. Bu meydanlarda olanları yoldaş belledik. Bize oy verir vermez, bizimle hareket eder etmez. Biz kardeş olarak baktık. Seçim sonrasında aynı duygularla mücadeleyi büyütmek için gayret göstereceğiz. Zorlu mücadelede yolumuz açık olsun diyorum" mesajını verdi.